“Theriaca” Türkçeye tiryak olarak çevrilen panzehirden mesir macununa uzanan bir tarih… M.Ö. 134-63 yıllarında yaşayan Pontus kralı Eupator Mithridates, annesinin babasını zehirleyerek öldürmesine şahit olur ve kendisinin de aynı sonu paylaşması korkusu ile bitkiler ve zehirler ilgi alanını oluşturur. İçerisinde 40’dan fazla bitkisel drog bulunan theriaca ilk aşamada hayvan ve böcek sokmalarına karşı bir panzehir olarak kullanılırken sonra her derde deva ilaç haline dönüşmüştür. Manisa’da her yıl geleneksel hale gelen mesir macunu da theriacadan esinlenilerek geliştirilen baharat türüdür. Theriacanın içeriğine engerek ve kobra gibi zehirli yılanların kurutulup toz haline gelen drogları da panzehir olarak eklenmiştir. Mithridaticum preparatına Andromachus yılan eti ilave eder ve Osmanlı tıbbında da Andromachus’un hazırladığı Theriaca Veneta tercih edilir. Bu tiryak hem ithal edilir hem de Osmanlı hekimleri tarafından yapılırdı. 1468 yılında Mücerrebname isimli deneysel tıp eserini yazan Şerefeddin Sabuncuoğlu da kendi hazırladığı tiryak ile çalışmalar gerçekleştirmiştir. Kendi parmağını zehirli bir yılana sokturduktan sonra hazırlamış olduğu tiryaktan içerek hazırladığı panzehirin başarısını gösterilmiştir.
Home » Theriaca